Gümüş Irmağı’nda İki Çelik Mücevher
Bu yazı Yeni Deniz Mecmuası 'nın 6. sayısında (Haziran 2017) yayımlanmıştır.
Buenos Aires’in 19. yüzyılın sonlarında inşa edilmiş eski limanı, Rio de la Plata (Gümüş Irmağı) adını taşıyan, ama ırmaktan çok Rio Parana ve Rio Uruguay’ın bir halici görünümündeki engin körfezin diplerinde, Atlantik sularından 140 deniz mili kadar içerde, kıyıya koşut ve kuzey-güney yönünde bir eksen üzerinde sıralanmış, birbirlerine bağlı dört tane dikdörtgen havuzdan meydana gelir. Bu havuzlar alçak ovada, kıyıya yakın ama karanın içinde inşa edilmiştir. Öyle ki havuzların ötesinde, halice bakan yönde üzerinde önemli yapılaşmalar ile bir ekolojik koruma alanının bulunduğu ve havuzlar nedeniyle ada haline gelmiş bir toprak parçası mevcuttur. Havuzlar kısa kenarlarından, gemilerin geçebileceği genişlikte kanallarla birbirlerine bağlanır. Puerto Madero adıyla anılan bu limanda, rıhtımların berisinde, cepheleri kiremit rengi tuğlalarla kaplı kunt antrepolar yeralır. Önlerinde, rıhtım üzerindeki rayları sökülmüş eski zaman vinçlerinden birkaçı kullanılmasa da yerlerinde durmaktadır. Bu vinçler geçen yüzyılın ilk yıllarının çizgilerini taşır. Havuzlardaki su, kıtanın ortalarından taşınan ve Rio de la Plata’ya ulaşan çamur nedeniyle hep sütlü kahve rengindedir.


Yıllar önce asıl işlevini kaybetmiş bu liman, inşa edildikten yüz yıl sonra başarılı bir kentsel dönüşüm projesi ve özellikle parıltılı bir mimari anlayışıyla yeni işlevler kazanmış ve kentin gözde bir konut-iş-sanat-eğlence merkezi haline gelmiştir. Antrepo binaları konut, işyeri olmuş, zemin katlarına lokantalar ve kahvehaneler yerleşmiş, bir başkası bir üniversiteye tahsis edilmiştir. Havuzlardan en kuzeydeki yat limanı olarak kullanılmakta, onda ve ona bitişik olan üç numaralı havuzda, limanla yaşıt, biri belki daha da yaşlı iki tarihi gemi, çocuklar ve büyükler için çekici oyuncaklar gibi, rıhtıma bağlı yatmaktadır. Bunlardan ARA Uruguay, [1]ARA: Armada de la República Argentina’nın (Arjantin Cumhuriyeti Donanması) baş harfleri. TCG ya da HMS gibi donanma gemisi nitelemesi. önce ince, alçak bordalı teknesinin zarafetiyle dikkat çeker. Çizgisi, çağdaşı klipperleri andırır. Bordasının üstünde ana güvertede direkler ve bacasından başka bir yapı yokmuş gibi görünür. Baş ve kıç kasaraları, yüksek küpeşteler nedeniyle ana güverteye kısmen gömülü gibidir. Geminin vasatında, bacanın önünde, miyar güvertesi görevi de yapan bir kumanda köprüsü yerleştirilmiştir. Fakat bu gerçek bir “köprüdür” altı boştur. Bu yapı, gemi yönetiminde ve mimarisinde önemli bir değişikliğin başlangıcını temsil eder. Manevra sırasında evvelce kıç kasara üzerinden verilen komutlar, şimdi geminin baş tarafına daha yakın bir noktadaki “köprüden” verilmektedir. Daha sonraki gemilerde bu köprü, kaptan köşkü haline gelecektir. Buna karşılık dümen dolabı hâlâ kıçtadır. Köprünün üzerinde bir manyetik pusula, makine dairesine komutları ulaştıran bir makine telgrafı ile biri kıç taraftaki dümenciye diğeri makine dairesine ulaşan iki adet haberleşme borusu vardır. Böylece günümüzde kaptan köşkünün bulunduğu ve köprü (ya da köprüüstü) olarak adlandırılan güvertenin ve yanısıra köprü sözcüğünün kökeni de aydınlanmaktadır. Gerçekten, o dönemin başka bazı askeri gemilerinde de gözlenen bu yapı, iskele ve sancak bordalarını ana güvertenin iki metreyi aşan bir yükseklikten birbirine bağlar. Daha geride iskele ve sancak kıç omuzluklarında zarif kavisli mataforalarıyla birer kıç güverte filikası yeralır. Bacasının inceliği direkleriyle uyum halindedir.


1874 yılında, gemilerde buhar ve rüzgâr gücünün birlikte kullanıldığı dönemde İngiltere’de Liverpool yakınlarındaki Laird Brothers tersanesinde yapımı tamamlanan ve korvet olarak nitelenen bu gemi yelken donanımı açısından üç direkli barkodur. Çelik teknesi ayrıca bir buhar makinesini barındırır, dolayısıyla iki tahrik dizgesine sahiptir.
Şu anda bir müze olarak korunan bu gemi, ilkin donatıldığı dört topla korvet olarak görev yapmış. Sonrasında okul gemisi olarak kullanılmış. Ama en ilginci onun bir araştırma/keşif gemisi olarak kullanımı. ARA Uruguay 19. yüzyılın son çeyreğinde Patagonya sularına bir keşif seferi yaparak Şili’nin taleplerine karşı bir tür ganbot diplomasisi uygulamasıyla Arjantin egemenliğini güçlendirmekte kullanılmış. Ardından Antarktika’ya yönelen birçok araştırma seferine destek sağlamış ve en önemlisi 1903 yılında yerbilim uzmanı Otto Nordenskjöld’ün [2]Arktika’da açınsamalar yapan ve 1878-79 yıllarında Avrasya’nın kuzeyinden Kuzeydoğu Geçidi yoluyla Pasifik’e ilk ulaşan Nils Adolf Erik Nordenskiöld ile karıştırılmamalı. önderliğindeki İsveç Antarktika Seferi’nde, sefer gemisi Antarktic’in batması üzerine, araştırmacıları ve gemi mürettebatını kurtarmıştı. Bu görevi dolayısıyla, olayın doksanıncı yıldönümünde İsveç Hükümeti tarafından hazırlatılan pirinçten teşekkür levhası bugün güvertesinde kıç kasara kaportasında çakılı duruyor. Bu levhada şunlar yazılı: “En conmemoracion del rescate de la expedicion Nordenskjöld en la Antartida- Noviembre 1903. Altında iki imza: Embajada de Suecia ve Familia Nordenskjöld. Bir de tarih: Buenos Aires 29 de Noviembre 1993. [3]Antarktika’da Nordenskjöld keşif seferine yönelik kurtarma harekâtı anısına. Kasım 1903. İsveç Büyükelçiliği ve Nordenskjöld Ailesi.


Geminin ikiz dümen dolapları kıç kasaranın içinde yeralıyor. Bu da muhtemelen bir yeniliğin ilk uygulamalarından olsa gerek. Öncesinde dümen dolapları gemilerin kıç tarafında, mizana direğinin hemen önünde ya da ardında, ana güvertede açıkta bulunurdu. Bu iki dolaptan bir tanesi daha yükseğe yerleştirilmiş ve dümencinin başının bir tür tavan penceresi ya da ışık bacası boşluğundan güverte düzeyinin üstüne çıkarak ona güverteyi ve ötesini görme ve komutları duyma olanağı veriyor.
Başüstünün tik ağacından kaplamaları, inşasından sonra geçen 135 yılda, muhtemelen birçok onarıma, yenilenmeye rağmen şu anda modern bir ahşap sanat eseri görünümü kazanmış. Derzlerindeki katran yer yer kalkmış, ahşabın yüzeyi yol yol yarıklarla bezenmiş durumda. Buna karşılık ana güvertenin ahşap kaplamaları ne yazık ki yepyeni. Öyle olunca tarihi bir objeden çok, dekora benzemesi kaçınılmaz oluyor. Bu aslında hemen bütün müze gemilerin kaderi. Birçoğunun üzerinde onun yaşamı ve kullanımında esas olan unsurlar kayboluyor. Bir de sergi mekânı olarak düzenlenmeleri özellikle alt güvertelerde gerçek yapının bozulmasına yola açıyor. Ama başka türlüsü mümkün mü sorusu her zaman sorulabilir.


Alt güvertede geminin bölümlerinin birinden diğerine çelik kapılarla geçiliyor. Geminin alt güvertesinde gezilebilen mekânlar bir müze biçiminde düzenlenmiş. Camlı dolaplar içinde birçok obje sergileniyor. Kıç tarafta, alabandalara bitişik birkaç kamaranın arasında subay salonu olduğu tahmin edilen, bir sobayla ısıtılan ve tavan penceresiyle aydınlanan mekânın duvarlarında komutanlarının fotoğrafları ve geminin almış olduğu görevlerle ilgili bazı belgeler sergileniyor. Makine dairesini görme olanağı yok. Fakat 1874’de geminin ilk buhar makinesinin bazı parçaları, alt güvertede sergileniyor.
* * *


Puerto Madero’nun 3 numaralı havuzunda ARA Uruguay’dan yirmi üç yaş genç bir başka tarihi gemi bulunuyor: ARA Presidente Sarmiento (Başkan Sarmiento) fırkateyni. Bu da ARA Uruguay’dan sonra İngiltere’de, aynı tersanede 1897 yılında inşa edilmiş ve hem buharlı hem yelkenli, çelik gövdeli bir gemi. Teknesinin su kesimi altında kalan bölümü ayrıca bakır levhalarla kaplı. Bu uygulama önceleri ahşap gemilerde başlamıştı. Sonraları, demir ve çelik tekneleri suyun ve sudaki canlıların etkilerinden koruma amacıyla onlara da uygulandığı bir dönem olmuştu. Çünkü demir ya da çelik tekneli bir gemi, o dönemlerde koruyucu boyaların mevcut olmayışı nedeniyle, birkaç haftalık bir seyir sonunda hızını kaybedecek ölçüde etkilenmekteydi.
Bir savaş gemisi –korvet– olarak tasarlanıp, sonradan okul gemisi işlevi gören ARA Uruguay’dan farklı olarak Presidente Sarmiento, doğrudan bir okul gemisi görevi yapacak fırkateyn olarak yaratılmış. Arjantin donanması, sadece seyir değil ama savaş eğitiminin, o arada top ve torpido kullanımı eğitiminin de verileceği bir gemi ısmarlama yoluna gitmiş.
Klipper türü bir tekneye sahip olan Presidente Sarmiento’nun boyu 85,5, genişliği 13,2 m. Üç direğinde toplam otuz beş parça yelken açabiliyor. Yelken donanımı açısından bu gemi de üç direkli bir barkodur. 2.753 deplasman tonluk geminin 1800 beygir gücü üreten buhar makinesi hizmetteyken 13 knot’a kadar hız sağlayabilmekle birlikte, buharla olağan seyir hızının 6 knot olduğu kaydediliyor.
İnşa edildiği Liverpool’dan 14 Temmuz 1898 günü ayrılan gemi, İspanya’da Vigo limanına ve İtalya’da Cenova’ya uğradıktan sonra makinesini hiç çalıştırmadan salt yelkenle 8 Ağustos günü Buenos Aires’e ulaşır. Ertesi yıldan başlayarak 1939 yılına kadar uzak menzillere uzun süren 39 eğitim seferi yapacaktır.
İlk eğitim seferine 1899 yılının Ocak ayında başlayan gemi, 1900 yılının 30 Ekiminde Buenos Aires’e döner. İlk sefer 22 ay kadar sürmüş ve 48.500 deniz mili yol alınmıştır. Bu seferde gemi 71 limana uğrar. Neredeyse önceki yüzyıllardaki keşif seferleri kadar uzun bu yolculuktan sonra 1901-1939 yılları arasında, demek ki 2. Dünya Savaşı’na kadar, her yıl uzak iklimleri kuşatan 39 sefer daha yapar. Bu uzun seferlerin toplamında 1.100.000 deniz mili yol almıştır. Bu mesafe dünya çevresinde elli bir dönüşe denk gelir. Seferlerin bu kadar uzun sürmesi hiç kuşkusuz eğitim açısından yararlı olmakla birlikte başka saiklerin de etkili olduğu düşünülebilir. Nitekim bu uzun süreli uzak seferlerde Presidente Sarmiento bir yandan binlerce denizci için eğitim gemisi işlevi görürken bir yandan da Arjantin’in, bayrak gösterme girişimi dışında, diplomatik ilişkilerine katkıda bulunduğu anlaşılıyor. Çünkü uğranılan limanlardan bazılarında o ülkelerin hükümdarlarının dahi gemiyi ziyaret ettiği biliniyor. Bunlar arasında Rus Çarı II. Nicolas, Alman İmparatoru Kayzer II. Wilhelm, ABD Başkanı William Taft bulunuyor. Ayrıca Birleşik Krallık hükümdarları VII. Edward ve V. Georges’un ve İspanya Kralı XIII. Alphonso’nun taç giyme törenlerine katılmış. Bir başka protokol görevi ise Panama Kanalı’nın açılışına katılması. [4]Protokol ziyaretleri ve törenlere katılma ile ilgili bilgiyi Nicolas Piquet-Gauthier’ye … Tümünü Gör


Böylece birçok donanmada yapılageldiği gibi bir tür “gösteriş” ya da iyi niyet elçisi işlevi görmüş oluyor. 1939 yılından sonra Presidente Sarmiento, okul gemisi işlevini daha sınırlı coğrafyalarda daha kısa süreli eğitim seferleriyle sürdürür. 1950 yılından sonra sadece Rio de la Plata, Rio Parana ve Rio Uruguay sularında seyreder ve 1962 yılında hizmet dışına çıkarılır ve bir müze gemiye dönüştürülür.


Gemi mimarisi açısından bu gemide, onu önceleyen Uruguay korvetinde varolan köprü evrilmiş görünüyor. Bu kez söz konusu olan salt bir köprü değil, ekli yelken plânı çiziminde görülebileceği gibi bir tür orta kasaradır. Başka bir ifadeyle köprünün altı kapalı bir hacim olarak kullanılmaktadır ve üstünde de bir başka kapalı mekân, küçük bir kaptan köşkü yeralır. Bir sonraki yelkenli okul gemisindeyse bu evrilmenin son aşaması görülecektir.
Müze gemi Presidente Sarmiento’nun makine dairesi gezilebiliyor, buhar makinesi ve şaftı, şaft yataklarıyla birlikte kovana kadar görülebiliyor. Alt güvertedeki mekânlarda hizmet yıllarına ilişkin belgeler o arada kimi seferlerin rotaları, nesneler, üniformalar ile geminin su kesimi altındaki kovanından fırlatılan torpillerin bir örneği ve diğer silâhları sergileniyor.
Yukarda betimlenen iki gemiden sonra Arjantin Donanması’nda uygulamalı eğitim ARA Libertad adlı 103 metre boyunda muhteşem bir yelkenlide verilmeye başlamıştır. 1960’da Arjantin’de inşa edilen bu gemi de artık günümüzde hayli yaşlı sayılmalıdır. Elli beş yaşını geride bırakmıştır. Her ne kadar yelkenleri açısından kabasorta armalı ve baş tarafı itibariyle klipper türü bir gövdeye sahip büyük yelkenli olsa da ana güverte üstündeki yapılarıyla inşa edildiği yılların gemi mimarisinin izlerini taşır. Onu önceleyen gemiler gibi, protokol ziyaretleri de yapan bu gemi, dünyanın birçok yerinde, büyük yelkenlilerin bir araya geldiği şenliklere katılmaktadır. Onun da, özellikle etkileyici pruva heykeliyle –saçları ve uzun giysisi rüzgârda uçuşan ve dalgalarla bütünleşen omuzları çıplak bir kadın tasviri– günün birinde üçüncü bir müze gemi olarak Puerto Madura’nın bir başka havuzunda yerini alması beklenir.
* * *
Buenos Aires’in eski rıhtımlarında Uruguay korvetini ve Presidente Sarmiento fırkateynini ziyaret her yönüyle imgelemi zorlayan etkiler yaratıyor. Evvelki ve geçen yüzyılda gemiciliğe ve gemilerde yaşama ilişkin kimi sorulara somut yanıtlar sağlıyor. Geminin bölmeleri arasındaki yüksek eşikli kapılardan, dar dehlizlerden geçerken ve dik merdivenlerinden iner ya da tırmanırken, ana güvertesindeki çeşitli donanım, cihaz ve silahlara dokunarak (bu müzede vitrin içine alınmamış nesnelere dokunmanız engellenmiyor) dolanırken, hiçbir tarih kitabının veremeyeceği duyumsamalar etkisini gösteriyor. Ama sanırım birbirine bağlı iki noktada hayal kırıklığı yaşanması da olası: birincisi bu gemilerin sonuç itibariyle fiilen sonsuza kadar bir daha hiçbir sefere çıkamayacakları, öylece, bunlar gerçek gemiden çok bire bir ölçüde makete dönüşmüş gibiler. İkincisiyse bu gemilerin rıhtımlara her an babalardan kurtarılıp gemiye alınabilecek palamarlarla değil, bordasına kaynaklanmış çelik köprülerle ve güçlü madeni kollarla bağlanmış oluşu: Bir tür pranga. Tutsaklığın son kertesi. Karanın bir parçası oluş.
Dipnotlar
↑1 | ARA: Armada de la República Argentina’nın (Arjantin Cumhuriyeti Donanması) baş harfleri. TCG ya da HMS gibi donanma gemisi nitelemesi. |
---|---|
↑2 | Arktika’da açınsamalar yapan ve 1878-79 yıllarında Avrasya’nın kuzeyinden Kuzeydoğu Geçidi yoluyla Pasifik’e ilk ulaşan Nils Adolf Erik Nordenskiöld ile karıştırılmamalı. |
↑3 | Antarktika’da Nordenskjöld keşif seferine yönelik kurtarma harekâtı anısına. Kasım 1903. İsveç Büyükelçiliği ve Nordenskjöld Ailesi. |
↑4 | Protokol ziyaretleri ve törenlere katılma ile ilgili bilgiyi Nicolas Piquet-Gauthier’ye borçlanıyorum. http://www.petitherge.com/article-navire-ecole-fragata-sarmiento-puerto-madero-buenos-aires-108981688.html |