Mavi Yol
Kenneth White, Mavi Yol, (çev. Ömer Bozkurt), Yapı Kredi Yayınları, Edebiyat 873, İstanbul, 2009. 184 s. (Özgün adı ve ilk basım yılı: La route bleu, başlığıyla fransızca basımı 1983 (Grasset ve Fasquelle, Paris); ingilizce ilk basımı The Blue Road) 1990. (Mainstream Publishing co., Edinburgh)
YAZARIN TÜRKÇE BASIM İÇİN ÖNSÖZÜ:
Bu kitabın ilk basımına yazdığım önsözde, onun hangi koşullar çerçevesinde, nasıl oluştuğunu anlatmıştım. Şimdi artık olaylara biraz daha yüksekten bakabilirim.
Bu kitap, göçebe bir entelektüelin, demek ki dışa kapalı bağlamların ötesinde konumlanan ve her kültürün kısmi olduğunu bilip de biraz olsun tamama yakın bir kültüre varabilmek amacıyla, kültürden kültüre yolculuk eden bir entelektüelin (bir şair ve yazarın) eseridir.
Yerleşik toplumların sınırlarında dolanan ve yeni yerlemler arayan göçebe entelektüelin yüzünü, o katlanılmaz Glascow kentinde geçirdiğim üniversite öğrenciliği yıllarımda, XX. yüzyıl başlarının yazınını ve tarihini okurken algılamaya başlamıştım. Onun izlerini ya da daha doğrusu gölgesini Herman Hesse’nin Steppenwolf’unda (Bozkır Kurdu) sezinlemek mümkündür. Ama ben, şu ya da bu türden bir tinselciliğin içinde kaybolmak istemiyordum. Yere sağlam basmak ve kuşkusuz genişlemiş ama her zaman fiziki, gerçek bir uzamda yolalmak istiyordum.
Düşüncemde oluşmaya başlayan bu yeni uzamı, zihinsel haritamda eğretileme yoluyla “beyaz dünya” olarak adlandırıyordum (demek ki henüz kodlara aktarılmamış, haritalarda henüz sadece beyaz görünen topraklar). Coğrafi terimlerle ise, en azından ilk zamanlarda (bu ilk çember, ilk evre olacaktı) ona Avramerikasya adını veriyordum. Kuzeyde doğmuş, gezgin bir Avrupalı olarak yüksek dağların ve geniş alanların Amerika’sına severek ulaşabiliyordum ve Avrupa’yı hiçbir zaman Asya’dan ayırmadım. Çünkü Avrupa, ilk kez kuzeyden ulaşmıştır Amerika’ya ve Asyalılar gene kuzeyden, Bering Boğazı’ndan geçerek bilinmeyen bir kıtaya varmış ve “Amerika Yerlileri” olmuşlardır.
Amerika yerlileri “kızıl doğru yol” adını verdikleri yolu izlemekteydiler. Mavi yol o “kızıl yol”un dengidir, ama bu biraz daha karanlıktır, bu yolda ilerleme daha kuşkuludur. Çünkü eski geleneklerden esinlenebilirsek eğer, bugün bizim kuzeyde, güneyde, doğuda ve batıda keşfetmemiz gereken yeni bir uzamdır; ama bu yeni dünyaya geçiş kolay değildir.
İşte mavi yol, hemen yukarda betimlediğim “beyaz dünya”ya götüren yoldur. Buna, beyaz dünyayı algılanabilir ve yaşanmış kılarak olanak verir.
Benim gerçekleştirdiğim biçimiyle entelektüel göçebeliğin geopoetika adını verdiğim yaklaşıma yol açtığı kesindir. Geopoetika, Yer ile yeniden birleşmenin güçlü ifadesidir. Geopoetika, halkları bölen her türlü siyasal ya da dinsel ideolojinin ötesinde, hepimizin ortaklaşa sahip olduğumuz varlığı, demek ki üzerinde yaşamaya çalıştığımız, bunca değerli, bunca kırılgan, bunca gizemli güzellikle dolu Yer’i temel alan yeni bir kültürün temelidir.
Bu kitap, şimdiye kadar birçok dilde yayımlandı. Bugün Türkçe basılıyor oluşundan ötürü çok mutluyum.
Türkçe basımın bu kısa önsözünü, çevirmenime ve yayıncıma teşekkür ederek, ve Akdeniz ile Karadeniz, Ege ile Kafkasya Arasında uzanan o güzel toprakları ve Türkiye adlı ülkeyi selâmlayarak bitiriyorum.
Kenneth White
Brötanya’nın Kuzey Kıyısı. 2009 Kışı